Türkiye’de tarım sektörünün vazgeçilmez olduğunu kaydeden Bakan Kirişçi, "Orman yine işin başka ayağı. Bizim Devlet Su İşleri gibi çok köklü bir birimimiz var. Doğa, milli parklar sahip olduğunuz flora ve fauna. Hakikaten emsalsiz. Bazen diyorum ki Cenab-ı Allah, Adana’ya yapabileceği torpilin hepsini yapmış. Türkiye’de 112 milyar metreküp suyumuz var. Bu suyun neredeyse yüzde 10’u bu nehirlerden akmaktadır. Buradan hem sulama olarak istifade ederken hem de üzerindeki barajlar ve HES’lerimiz marifetiyle elektrik ihtiyacımızı karşılıyoruz. Bir stratejik ürün tanımı da hatırlamamız lazım. Bunlar un, yağ, şeker. Bunların elde edildiği hububat yağlı tohumlar ve şeker pancarı. Bu bizim için vazgeçilmez hayati ürünlerdir. Bu ürünler aynı zamanda yem sektörü için de önemlidir. Biz bu yemleri hayvanlarımıza yedirdiğimizde etinden sütüne, yumurtasına kadar faydalanıyoruz. Bu ürünlere ağırlık vereceğiz. Bu ürünleri öne çıkaracağız. Diğer ürünlerimizi de ihmal etmeyeceğiz. Tarım bir başka ülkelerin insanlarını doyurmak için yapılan bir faaliyet öncelik itibariyle değildir. Önce kendi insanımızı doyuracağız.  Kendi insanımızın beslenme, barınma ve giyinme ihtiyacını karşılayacağız. Hububatta açığımız yok aslında ama ithal edilenler var. Bunlara da tekrardan katma değer kazandırarak ihraç ediyoruz. Özellikle ve özellikle iç piyasada kendi insanlarımız bizim önceliğimiz'' diye konuştu.

'DAĞINIKLIĞIN SEBEBİ GLOBAL KRİZ VE PANDEMİ'

Akaryakıt istasyonlarındaki fiyat artışlarının iç karartıcı olarak görünebileceğini ancak endişe edilmemesi gerektiğini belirten Bakan Kirişçi, şöyle konuştu: 

"Girdi maliyetleri yükseliyor. Bunlar aynı zamanda bizim tarımsal ürünlerimizin değerini de artırıyor. Bugün piyasadaki buğday fiyatını hepimiz biliyoruz. Üreticimizin üretmeye devam etmesi ve cesaretlendirilmesi konusunda inşallah ayın 22’sinde Cumhurbaşkanı'mız külliyede 'Dünya Su Günü' programı çerçevesinde gerekli açıklamaları yapacak. Biz bu konuda üretmek isteyip de tedirgin bakan üretici kardeşlerimize, çiftçilerimize ‘Siz üretin, biz sizin yanınızdayız’ mesajını vereceğiz. Beni arayıp ‘Bakanım Allah yardımcınız olsun’, ‘Zor zamanda geldiniz’ gibi telefonlar alıyorum. Bunları diyene bunun bir fırsat olduğunu söylüyorum. Dağınık olan bir masayı birazcık toparlıyor olmak bile herkese bir umut verirse bu dağınıklığa sebep veren bu global kriz ve pandemi. Bu ülkede ne pandemi zamanında ne de global krizde çok şükür anormal bir durum olmadı. Normale yakın yaşantımız devam ediyor. Doğrudur; emtia fiyatları, enerji maliyetleri, bunlar artıyor. Bu herkes için artıyor. Sadece bizde olan bir hadise değil."