(Çukurova Haber Ajansı Özel Haber ) ABD’nin Kongre Binası’na yapılan saldırı, kimin işine yaradı. Dünyanın en güçlü istihbarat teşkilatı olan Central Intelligence Agency “Merkezi İstihbarat Teşkilatı” (CIA) ve İç İstihbarat Ve Güvenlik Gücü olan (FIA) baskını neden ön görüp tedbir alamadı? Hedef Kongre Binası mı, yoksa halen ABD Başkanı olan Donald Trump’mı. Tüm detaylar haberimizde.
Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) New York Eyaleti’nde doğup büyüyen ve ABD’nin en zengin iş adamları arasında anılan ve 21 Ocak 2016 tarihinde yemin ederek ABD’nin 45’inci Başkanı olan Donald Trump, görev yaptığı 4 yıl boyunca gerek Amerika’da, gerekse tüm dünyada çok konuşulan ve çok tartışılan bir başkan oldu.
Seçimlerde Demokratların Başkan Adayı olan Hillary Clinton'ı yenerek, seçimi kazanan Trump’ın adı ilk andan itibaren seçimlere hile karıştırmakla anıldı ve Rusya ile işbirliği yaparak siber saldırılar yoluyla seçimlere müdahale ettiği ve seçim sonuçlarını kendi lehine çevirmesi iddiası ile ABD seçimlerinin hemen ardından Federal Soruşturma Bürosu (FBI) ve Kongredeki ilgili komiteler aracılığıyla hakkında soruşturulma açıldı.
HAKKINDA AZİL SORUŞTURMASI
ABD Başkanı Trump ile ilgili başlatılan bir diğer suçlama ise, Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy ile 2019 yılının Temmuz ayında telefon görüşerek, karşısına Başkan Adayı olarak çıkan Demokratların adayı Joe Biden'ın açığını arayıp, Biden’a karşı koz elde etmekle suçlandı ve Aralık Ayı’nda iki azil maddesiyle suçlanan Trump, 5 Şubat 2020 günü Senatoda yapılan oylama sonucunda her iki suçlamadan da berat etti.
Trump, göreve başlamasının ardından ABD’nin tüm kurumlarıyla kavga ederek, başta FBI Başkanı James Comey’i 9 Mayıs 2017 tarihinde görevden aldı. Trump, kendisini eleştiren ve yanında olmayan tüm kişileri görevden alırken, atadığı kişiler ise çok tartışıldı ve medya ile en çok kavgalı olan bir Başkan oldu.
Hal, hareket ve konuşmalarıyla ABD’de Trump’a sempati duyanlar olsa da, antipati duyanların sayısı çok daha fazla oldu, ancak bunlarda Trump’ın yanlışlarını dile getiremeyip, yapılan haksız uygulamalara sessiz kaldı.
KADINLARI AŞAĞILADI
Amerikan Lobisi, kendisini daima demokrasinin ve insan haklarının savunucusu olduğunu ve kadınlara en çok değer veren bir ülke konumunda görse de, ABD’nin öyle bir başkanı vardı ki, hiç çekinmeden toplumun ve medyanın önünde kadınlara hakaret ediyordu ve kadınları aşağıladığına dairde ABD’deki tüm televizyon kanallarında bir video yayınlandı.
Video kaydında, Trump’ın 2005 yılında “Access Hollywood” adlı televizyon programının sunucusu olan Billy Bush ile birlikte bir otobüste yaptığı konuşma yer alıyor. Trump, otobüsün içinde yaka mikrofonunun açık olduğunun farkında olmadan Billy Bush’a kadınlar hakkındaki görüşlerini söylüyor. Bu sırada otobüsü dışarıdan takip eden araçta bulunan kameraman da konuşmaları dışarıda kayıt altına alıyor. Trump konuşmasında, evli bir kadınla ilişkisini, kendisinin nasıl kadınlardan hoşlandığını, zengin ve popüler bir kişi olmanın kadınlara yaklaşmayı kolaylaştırdığını anlatarak, kadınlar hakkında müstehcen içerikli ağza alınmayacak sözler sarf ediyor. Görüntülerin televizyonlarda yayınlanmasının ardından Trump bu konuyla ilgili yaptığı açıklamada şunları söyledi; “Bu konuşmalar, soyunma odalarında yapılanlar gibi bir sohbet ve uzun yıllar öncesine ait bir konuşmaydı. Bill Clinton, golf sahasında benimkilerden çok daha beter sözler söylemişti. Eğer gücenen olduysa özür dilerim” dedi.
156 YIL SONRA POSTA YOLUYLA OY KULLANILDI
ABD'de ilk kez 1864 başkanlık seçimlerinde postayla oy kullanıldı. Savaşta olan askerlerin posta yoluyla oy kullanabilmesi için yapılan bu uygulama, 156 yıl sonra dünyayı saran korona virüs salgını dolayısıyla tekrar ABD Başkanlık seçimleri için gündeme geldi. Joe Biden taraftarları posta yoluyla oy kullanımının, şeçime katılım oranını arttıracağını söylese de, Trump ise, seçimlere hile karışacağını söyledi. Tüm tartışmalara rağmen yapılan başkanlık seçimlerinde posta yoluyla oy kullanılması kabul edilerek, ABD’liler oylarını posta yoluyla kullandı.
TRUMP SİYASİ HAYATI BİTİRİLDİ
Gerek askeri, gerek ekonomik gerekse istihbaratı ile dünyanın süper gücü olan Amerikayı kendi iş yeri gibi yönetmeye kalkan Trump, tüm kurumların başındaki isimleri ya görevden aldı, yada ağza alınmayacak bir şekilde toplumun gözü önünde rencide etti. Trump’ın bu davranışları daha önce Amerikan başkanlarında hiç görünmeyen bir özellik olmasının yanında, kendini insan hakları konusunda bir numara sayan Amerikayı dünyaya rezil ediyordu. İşte bu gelişmelere ve daha fazlasına imza atan Trump’a öyle bir ders verilmeliydik ki, sadece seçimleri kaybetmemeli, aynı zamanda siyasi hayatı ve itibarı yerle bir edilmeli, sokağa çıkamayacak bir hale gelmeliydi.
Trump, seçimleri kaybetmesinin ardından, sanki kendi şirketinden kovulmuş gibi davranarak, ABD’nin kırmızı çizgisi ve “tabusu” olan Amerikan Demokrasisini tanımayıp, seçimleri tanımadığını ve hile yapıldığını savunarak, adeta kendi sonunu hazırlamaya başladı.
Kendi taraftarlarına Beyaz Saray önünde seslenen Trump, “Asla vazgeçmeyeceğiz. Yenilgiyi asla kabul etmeyeceğiz” diye konuştu. Bunun üzerine Trump taraftarları Senato ile Temsilciler Meclisi'nin ortak oturumunun başlamasından kısa bir süre sonra, bina çevresindeki güvenlik bariyerlerini aşıp, Kongre Binası’na girdi. Güvenlik önlemlerinin hemen hemen hiç olmadığı binaya giren eylemciler, Kongre Binası’nı darmadağın etti ve çıkan olaylarda onlarca insan yaralanırken, 4 kişi de hayatını kaybetti. Amerika’da bir şok yaşanıyordu.
BAŞKENT SAVUNMASIZ KALDI
ABD’nin başkenti olan Washington’da bulunan Kongre Binası’na yapılan bu saldırı aslında Amerika’nın demokrasisine yapılıyordu. Amerikan’nın ekonomisine, askeri gücüne, tüm kurumlarına dokunabilirsiniz, bu bir nebze olsun tolere edilebilir, ancak asla demokrasi denen kutsalına dokunamazsınız. Buna dokunursanız işte o zaman işiniz bitti demektir.
İşte Trump’ın yaptığı en büyük hata bu oldu. Bu yanlış sadece Trump’ın artık değil bir başkanlığı gönül rahatlığıyla bırakmasını on başkanlığı da büyük bir memnuniyet içerisinde teslim etse, artık Trump’ın siyasi hayatı bitmiştir.
CIA VE FBI NEREDEYDİ
Amerika’nın başkentindeki Kongre Binası’na yapılan bu saldırıda CIA ve FBI neden tedbir alamadı. Bu saldırı aynı zamanda ABD’nin iç güvenliğine yapılmıştı. Bir çok ABD’li “Bizi üçüncü sınıf bir ülke konumuna getirdiniz” diyerek CIA ve FBI’yı eleştirdi. Bir başka görüş ise, Trump’ın ülkede itibarsızlaştırılması için Kongre Binası’na yapılan bu saldırıya göz yumulması gerekiyordu. Aslında çok köklü bir kurumsal yapısı olan Amerika’nın bildiği en iyi oyun buydu. Bırak vursun sen daha fazla vur. Bu olay aynı zamanda Pearl Harbor ve 11 Eylül saldırılarını akıllara getirdi.
