Tarih: 13.12.2025 17:20

Papa 14. Leo’nun Türkiye Ziyareti: Stratejik Bir Diplomasi Hamlesi

Facebook Twitter Linked-in

ANKARA-BHA

Dini Ziyaretin Ötesinde Stratejik Bir Süreç

Prof. Dr. Zakir Avşar, Papa 14. Leo'nun 27–30 Kasım 2025 tarihleri arasında Ankara, İstanbul ve İznik'i kapsayan Türkiye ziyaretinin yalnızca dini bir program olarak görülmemesi gerektiğini vurguladı. Avşar, ziyaretin diplomatik, kültürel ve toplumsal boyutlarıyla stratejik bir süreç olduğuna dikkat çekti.

Papalık Ziyaretlerinin Tarihsel Arka Planı

Papa ziyaretlerinin tarihsel arka planına değinen Avşar, 1964 yılına kadar papaların yurt dışına çıkmadığını hatırlatarak, Türkiye'ye yönelik papalık ziyaretlerinin tamamının devlet davetiyle gerçekleştiğini belirtti. Bu sürecin Türkiye'nin laik, demokratik ve çok kültürlü yapısının uluslararası kamuoyuna aktarılmasında önemli rol oynadığını ifade etti.

Güçlü Bir Diplomatik Mesaj

Papa 14. Leo'nun Türkiye'yi ilk yurt dışı ziyareti için tercih etmesinin güçlü bir diplomatik mesaj taşıdığını belirten Avşar, Papa'nın ABD doğumlu olması ve Latin Amerika'daki uzun misyonerlik deneyiminin, küresel ilişkilerde daha geniş bir perspektif sunduğunu kaydetti. Bu tercihin, Türkiye'nin Doğu ile Batı arasında üstlendiği köprü rolünü bir kez daha ortaya koyduğunu vurguladı.

Çok Boyutlu Bir Analiz Gerekliliği

Avşar, Papa 14. Leo'nun Türkiye tercihini ve ziyaretin çok boyutlu anlamını köşe yazısında şu ifadelerle değerlendirdi: "Papa 14. Leo'nun 27–30 Kasım 2025 tarihleri arasında Türkiye'yi ziyareti, dini, diplomatik, kültürel ve toplumsal boyutları olan stratejik bir süreç olarak değerlendirilmelidir." Ziyaretin anlamını kavrayabilmek için, Türkiye'ye önceki Papalık ziyaretleri, İznik'in tarihî ve kültürel önemi, Patrikhane ile ilişkiler ve Türkiye'nin milli çıkarları bağlamında çok boyutlu bir analiz yapmak gerekmektedir.

Kesişim Noktası Türkiye

Türkiye, tarih boyunca hem Doğu hem Batı dünyasının kesişim noktasında yer almış, farklı kültürlerin ve dinlerin buluştuğu bir coğrafya olmuştur. Bu bağlamda, Türkiye'ye Papalık makamından yapılan ziyaretler, dini boyut içermekle birlikte diplomatik, kültürel ve toplumsal etkiler de doğurmaya matuf olmuştur.

1964 Sonrası Ziyaretler Kronolojisi

1964 yılında Kudüs Zeytindağı'nda Fener Rum patriği ile buluşan Papa Paul VI, sonrasında Patrik'in daveti ile 1967'de İstanbul'a gelmiş ve Ortodoks temsilcilerle de görüşmüştür. Vatikan Devlet Başkanı olan Papalar, Türkiye'ye ancak hükümetler tarafından davet edilmek suretiyle gelmiştir. Keza bu şekilde 1979'da Papa II. John Paul, Ankara'da Anıtkabir'i ziyaret etmiş, İstanbul'da Patrikhane ile görüşerek Türkiye'nin dini çeşitliliğini ve laik-demokratik yapısını uluslararası kamuoyuna taşımıştır. 2006'da Papa Benedict XVI, İstanbul'daki Sultanahmet Camii'ni ziyaret etmiş, diyalog çağrısında bulunmuş ve Patrikhane ile görüşmeler gerçekleştirerek hem Katolik-Ortodoks ilişkilerini hem de Türkiye'nin tüm inançlara hoşgörülü toplumsal yapısını uluslararası ölçekte görünür kılmıştır. 2014'te Papa Francis, Ankara ve İstanbul'da resmi ve dini temaslarda bulunmuş, Patrikhane ile yürütülen görüşmeler aracılığıyla Türkiye'nin tarihî ve kültürel mirasını uluslararası ölçekte sergilemiştir.

14. Leo'nun Farklı Profili

Papa 14. Leo, asıl adıyla Robert Francis Prevost, 1955'te ABD'nin Chicago kentinde doğmuş, Latin Amerika'da uzun yıllar misyoner olarak görev yapmıştır. ABD doğumlu olması ve Latin Amerika'daki deneyimi, onu önceki Avrupalı Papalardan farklı kılmakta, özellikle uluslararası diplomasi ve küresel dini ilişkilerde geniş bir perspektif sunmaktadır. Papa 14. Leo'nun Türkiye'yi ilk yurtdışı ziyareti olarak seçmesi, Türkiye'nin hem diplomatik hem stratejik hem de kültürel açıdan önemini vurgulayan bir tercihtir.

İznik'in Kritik Önemi

Ziyaretin en kritik boyutu İznik'te gerçekleştirilen 1. Konsil'in 1700. yıl dönümünün anılmasıdır. M.S. 325 yılında toplanan 1. Konsil, Hristiyan doktrinlerinin şekillendiği ve kilise yönetiminin merkeziyetinin pekiştiği bir dönüm noktasıdır. Papa 14. Leo'nun İznik'i ziyaret etmesi, Türkiye'nin tarihî, kültürel mirasını uluslararası ölçekte görünür kılarken, tarih boyunca farklı inançlara karşı sergilenen hoşgörü ve korumacı yaklaşımı da sembolik biçimde aktarmıştır.

Patrikhane ile Temasın Anlamı

Papa 14. Leo'nun İstanbul'daki Patrikhane ile teması, Türkiye'nin çok boyutlu diplomasi ve kültürel miras yönetimi açısından kritik bir unsur olarak öne çıkmaktadır. Doğu ve Batı Hristiyanlığı, 1054 Büyük Bölünmesi (Schisma) ile birbirinden ayrılmıştır. Patrikhane ile Papalık makamı arasındaki ilişkiler tarih boyunca hem iş birliği hem çatışma ekseninde ilerlemiştir. Papa'nın Patrikhane ile doğrudan temas kurması, tarihî kırılmaları sembolik olarak aşma ve diyalog zemini oluşturma anlamına gelmektedir.

Diplomatik Kazanımlar ve Dengeler

Ziyaretin diplomatik boyutu, Türkiye'nin bu tarihsel mirası stratejik bir araç olarak kullanma kapasitesini ortaya koymaktadır. Patrikhane ile yapılan görüşmeler, Türkiye'nin sadece Batı Katolik dünyası ile değil, Doğu Ortodoks dünyasıyla da dengeli bir ilişki kurabildiğini göstermekte, ülkenin coğrafi ve tarihî konumundan kaynaklanan diplomatik avantajı güçlendirmektedir.

Çok Katmanlı Stratejik Girişim

Ziyaret, diplomatik, kültürel ve toplumsal boyutlarıyla çok boyutlu kazanımlar sağlamıştır. Diplomatik açıdan, Papa'nın dünya genelindeki prestiji Türkiye'nin Batı ve Doğu dünyasındaki stratejik önemini yeniden gündeme taşımış, yumuşak güç kapasitesini güçlendirmiştir. Kültürel ve tarihî açıdan, İznik'te gerçekleştirilen 1. Konsil anması, Türkiye'nin Hristiyanlık tarihindeki merkezi rolünü vurgulamıştır. Toplumsal boyutta, Türkiye'deki Hristiyan azınlıkların varlığını ve ülkede sağlanan dini özgürlüklerin uygulanabilirliğini uluslararası ölçekte somut biçimde gözler önüne sermiştir.

Eleştiriler ve Dengeli Yönetim

Ziyaret, bazı eleştirileri de beraberinde getirmiştir. Yabancı bir dini liderin Türkiye'de resmi temaslarda bulunması, dini ve tarihi açılardan, millî kimlik ve egemenlik bağlamında bazı kesimlerde tartışılmıştır. Eleştiriler, dini ve tarihî hassasiyetler, Haçlı Seferleri, Anadolu ve İslam dünyasında yaşananlar, Bizans dönemi ve nüfus mübadelesi gibi olaylarla ilişkilendirilmiştir. Ancak, devletimiz millî hassasiyetleri gözetmiş ve eleştirileri dengeli biçimde yönettiğini göstermiştir.

Stratejik Bir Girişimin Sonuçları

Son tahlilde, Papa 14. Leo'nun ziyareti, İznik'in tarihî önemi ve Patrikhanelerle yürütülen temaslar bağlamında Türkiye'nin millî çıkarları ve kültürel mirası gözetilerek tasarlanmış stratejik bir girişim olarak değerlendirilebilir. Diplomatik, kültürel ve toplumsal kazanımlar, eleştirilerin etkilerini dengeleyerek Türkiye'nin uluslararası konumunu güçlendirmiştir. Bu ziyaret, millî çıkarların ve tarihî hassasiyetlerin gözetildiği bir çerçevede, kültürel mirasın diplomatik bir araç olarak kullanılmasının başarılı bir örneğini teşkil etmektedir.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —